Doğurganlığı Arttırmak için Hangi Besinleri Tüketmeliyiz?

Doğurganlığı Arttırmak için Hangi Besinleri Tüketmeliyiz?

 

Aile kurmak için kendinizi hazır hissediyorsunuz; belki de hayatınızın en önemli kararını vermek üzeresiniz; ancak çevreniz tüp bebek hikâyeleriyle dolu olduğu için siz de kendinizi şaşkın ve ne yapacağınızı bilmez mi hissediyorsunuz? Uzmanlar 30’lu yaşlardaki kadınlara; doğurganlık bu yaşlardan sonra azaldığı ve yumurta kalitesi düştüğü için doğal yollarla hamile kalmak için ortalama bir senelik süre veriyorlar.

           

Günümüzde kadınların doğurganlık oranları; çevresel koşullar, genetik yapı, hastalıklar ve kullanılan ilaçlardan etkilenmekte olup doğru beslenme şekli de oldukça önemli bir faktördür.

 

 

Üreme potansiyelinizi en üst seviyeye çıkarmak için sağlıklı bir beslenme sistemini benimsemek oldukça önemlidir. Örneğin; folik asit deposu yeşil yapraklı sebzeler, demir içeren kırmızı et, kalsiyum içeren süt ürünleri, çinkodan zengin kuşkonmaz ve lifli besinler doğurganlığı arttırmaktadır.

 

Gelin; şimdi hep birlkte hangi besinlerin doğurganlığı nasıl etkilediğine detaylı bakalım;

 

İlikli Kemik Suyu

 

Osteokalsin kemik ve dişlerde bulunan bir protein türüdür. Osteokalsin hormonunun kemik döngüsü içindeki görevi dışında kadınlarda üreme sistemi içerisinde, aynı şekilde erkeklerde de testesteron hormonu üretimine doğrudan katkısı vardır. Kemik suyunda doğal olarak bulunan Kalsiyum ve magnezyum rahim içi kaslarının düzgün çalışmasına yardımcı olur. İlikli Kemik suyunda bulunan kolajen ve jelatin de vücuttaki östrojen dengesinin sağlanmasına destek olur. Kadın sağlığı açısından östrojen hormonunda oluşabilecek dengesizliklerde yumurtalıklar düzgün çalışamaz, kanser hücreleri uyarılır, armut tipi şişmanlık görülür ve selülitlerde artışa neden olur.

 

Tahıllar

 

Beyaz pirinç, beyaz ekmek ve patates gibi glisemik indeksi yüksek basit karbonhidratlı kaçınılmalıdır. Karbonhidrat kaynağı olarak yumurtanın verimliliğini arttıracak olan tam tahıllı yiyecekler, kuru baklagiller gibi glisemik indeksi düşük kompleks karbonhidratlı besinler tüketilmelidir.

 

Taze sebze ve meyve

 

Taze sebze ve meyvelerin antioksidan içeriği oldukça yüksek olduğundan doğurganlığı artırıcı özellikleri bulunmaktadır.

 

 

Folik asit

 

B grubu vitaminlerinden olan folik asit; bebekte anomali riskini de azaltmaktadır. Et, yumurta, yeşil yapraklı sebzelerde, kuru baklagillerde, tahıllarda bulunmaktadır.

 

Çinko

 

Yapılan araştırmalara göre; günde en az 15 mg çinko alımı, erkeklerde sperm ve testosteronu, kadınlarda ise ovulasyonu ve doğurganlığı arttırmaktadır. İstiridye, karides, yengeç gibi deniz ürünleri et, süt, yumurta ve kuru baklagiller çinkonun en iyi kaynaklarıdır.

 

Demir

 

Konuyla ilgili yapılan bazı çalışmalar düşük demir rezervine sahip kadınların gebe kalma olasılığının daha düşük olduğunu göstermekte olup demir içeriği yüksek olan besinler doğurganlığı arttırmaktadır.  Demir açısından zengin besinler; et, deniz ürünleri, yumurta, incir, üzüm ve koyu yeşil yapraklı sebzelerdir.

 

Omega 3

 

Üreme organlarındaki kan akışını arttırarak üreme hormonlarını düzenleyen ve stresi en aza indirerek doğurganlığı arttıran Omega 3 yağ asitleri, deniz ürünlerinden somon, sardalye ve ringa balığı gibi yağlı balıklarda bulunmaktadır. Haftada 2- 3 defa tüketilmesi önerilen Omega 3 yağ asitleri aynı zamanda keten tohumu, ceviz ve omega 3 ile zenginleştirilmiş yumurtalarda bulunmaktadır.

 

Avakado

 

Avakado, B6 vitamininden zengin olduğundan serotonin salgılanmasını uyarır. E vitamini yönünde de zengin olan avakado, erkeklerde testesteron salınımını artırır.

 


           

 

Kaçınılması gerekenler neler?

 

·      Yüksek miktarda civa alımı bebeğin sinir sistemi üzerinde olumsuz etki oluşturduğundan civa içeriği yüksek olan balıkların ve kabuklu deniz ürünlerinin tüketimine dikkat edilmelidir.

·      Trans yağ asitleri içeren işlenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.

·      Asitli içecekler, alkol ve sigaradan uzak durulmalıdır.

·      Kahve ve kafein içeren içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalı; günde yaklaşık 2 fincandan fazla tüketilmemelidir.

·      Hormonal dengesizler yaratan üzüntü ve stresten uzak durulmaya çalışılmalıdır.

·      Yeni yapılan araştırmalara göre,  az yağlı süt ürünleri yumurtlamaya zarar verebildiğinden uzmanlar, normal yağ oranı içeren süt ürünlerinin tüketilmesini önermektedirler.

 

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.